24 Haziran 2014 Salı

ELEKTRİK ÜRETİMİNDE KAMU PAYININ AZALMASININ EKONOMİYE VE KURUM MALİYESİNE OLUMSUZ ETKİLERİ.

ELEKTRİK ÜRETİMİNDE KAMU PAYININ AZALMASININ EKONOMİYE VE KURUM MALİYESİNE OLUMSUZ ETKİLERİ.

Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
EÜAŞ Genel Müdürlüğü Termik Santralar İşletme ve Bakım Dairesi Başkanı Elemanı
(ESM) Enerji, Sanayi, Maden Kamu Emekçileri Sendikası İşyeri Yürütme Kurulu Başkanı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı santrallerin suya veya kömür gibi yerli kaynaklara dayalı olmasından Türkiye’nin ödemeler dengesine olumsuz bir etkileri yoktur.

         1997’den itibaren sözde enerji açığını bahane ederek yerden mantar çıkar gibi her geçen gün sayıları artan doğalgazla çalışan santrallere yönelinmesi enerji üretiminde dışa bağımlı hale gelmemize neden olmuştur. Doğalgazın elektrik üretimindeki payı 2001 yılında %37 iken, bu rakam 2004’te %41’e yükselmiştir. 2005 değerleri elimizde olmadığından oran olarak bir şey söyleyemiyorum. Ama %41’den daha yüksek olduğuna inanıyorum. Şimdi yıl 2006 ve bu oran muhtemelen %50’nin üzerine çıkmıştır.

         Türkiye’nin ödemeler dengesi ve cari işlem açığının rekor seviyede açık vermesinde elektrik üretiminde doğalgaza yönelinmiş olmasının büyük bir rolü vardır.

         Kömür santrallerinin iyi çalıştırılmayarak bir enerji açığının yaratılması ve doğalgazlı santrallere yönelinmesi bir senaryo neticesinde olmuştur. Bu senaryoda  Türkiye’nin ihtiyacının üzerinde alımı taahhüt edilen doğalgaza sarf yeri bulmak maksadıyla hazırlanmıştır.

         Biz santrallerde üretilen elektriği depolayamadığımızdan ÜRETİM=TÜKETİM dengesini sağlamak zorundayız. Şu anda Kamunun elindeki santrallerle özel  kesim santrallerinin güçlerini topladığımızda Türkiye’nin ihtiyacının üzerinde bir kapasite ortaya çıkıyor. Bu durumda üretim tüketim dengesini sağlamak açısından özel kesim tam kapasite ile çalıştırılırken Bakanlık kendi santrallerinin ya üretimini azaltmakta yada santralleri durdurmaktadır. Üstelik kapasite fazlalığı olduğu halde enerji açığı var gerekçesiyle bu defasında da NÜKLEER SANTRALLER’in kurulması için yine bir başka senaryo hazırlanmaktadır.
         Elektrik üretiminde Kamu payının sürekli azalması Elektrik Kurumu’nun
Gelirinin sürekli azaltmasına neden olmaktadır.

         Türkiye Elektrik Kurumu TEK’in önce TEAŞ ve TEDAŞ diye 2 Genel Müdürlüğe bölünmesi, bilahare TEDAŞ’ında EÜAŞ, TEİAŞ ve TETAŞ diye müstakil 3 Genel Müdürlüğe bölünmesi IMF’nin önerileri doğrultusunda olmuş bunun içinde Türkiye borçlandırılmıştır. Yeniden yapılanma adı altında bölünüp parçalanma masrafları artırdığı gibi elektrik birim fiyatlarını da yükseltmiştir. Önceden %18 KDV ödenirken şimdi 4x18= %72 olmuştur. Buradan görüldüğü gibi sadece KDV artışı bile elektrik birim fiyatlarını önemli ölçüde artırmaktadır.

         1997-1998-1999-2000 Yılları arası yanlış Enerji politikalarının kuruma 4 yıllık faturası 20 milyar ABD Dolarıdır. Ve bu kayıp her yıl minimum 2,5 milyar ABD Doları artmaktadır: 5-6-7 Aralık 2001 Elektrik Mühendisleri Odası III. Ulusal Enerji Sempozyumu kitabı sayfa 227-222 Ahmet YALVAÇ aynı makalede Kamu’nun ÜRETTİĞİ ELEKTRİĞİN BİRİM FİYATI 1,64 cent/kwh.iken özel kesiminin ürettiği elektriğin birim fiyatı 6,354 cent/kwh.Kamu ürettiğine göre 3,86 kat daha pahalı. Bu rakam özelleştirmenin gerekçelerine  ve amacına aykırı olduğu gibi aslında ekonominin de çöküş hikayesidir.

         Kamunun elindeki santrallerin kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda Kurumun parasal kaybı 2.812 623 204 ABD Doları/ 1 yıl dır. Yer darlığı nedeniyle detayları veremiyorum.

         Elektrik birim fiyatlarını %50ucuzlatmak mümkün. Bu işe Kamu santrallerinin bakımını iyi yapmak ve tam kapasite çalıştırmakla mümkündür. O zaman Kamu santrallerinin Türkiye toplam tüketiminin %80-85’ini karşılaması mümkün. O zaman özel kemsin Türkiye toplam tüketimindeki payı %15-20’ye düşer.

         Elektrik birim fiyatı sanayide üretim maliyetlerini etkileyen önemli bir faktördür. Elektriğin %50 ucuzlatılması Türk sanayi ürünlerinin Dünya pazarlarında rekabet edebilme şansını önemli ölçüde artırır. Türkiye’ye önemli miktarda döviz girer. Vatandaşın ve esnafın yükünü azaltacağından tasarruf edeceği paraları diğer alanlarda harcayacağından piyasaların canlanmasına neden olacaktır.

         Yukarda Elektrik Kurumunu’nun üretmesi gereken elektriği üretmediği için yıllık parasal kayıbının 2.812.623 2004 ABD Doları olduğunu söylemiştik. Bu rakamın Türkiye’ye getirisi yine yukarda verdiğim örneklerle 8-10 milyar ABD Doları yapar.

         Bu itibarla Kamu santrallerinin bakımlı ve tam kapasite ile çalışması ekonomide düze çıkmamız için şart.

Termik santrallerdeki verim %75 iken Türkiye’deki santraller %62-63 verimle çalışmaktadır.Yani %12-13 daha az verimle çalışmaktadır. Ne var ki Bakanlık santrallerinin sorunlarının ne şekilde çözülebileceği, Dünya standartlarının üzerine nasıl çıkılabileceği hususundaki bilimsel çalışmalara maalesef destek vermiyor. Bu bilgi ve belgeler silsile yoluyla Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna kadar intikal ettirilmiş olup, herhangi bir işlem yapılmadığı gibi bir cevap da verilmemiştir. Bu bilgi ve belgelerinde dökümü Elektrik Mühendisleri Odasının III.Ulusal Enerji Sempozyumu kitabında kaynakçada vardır. Ahmet YALVAÇ 222-227.

Başta Yatağan Termik Santrallinde olmak üzere diğer kömür santrallerinde meydana gelen hava kirliliğini de teknik olarak önlemek mümkün.

Buradan da anlıyoruz ki Bakanlık üretim sorunlarının çözülmesini, elektrik birim fiyatlarının düşürülmesini istemiyor. Ne bana nede benim gibi işlerin düzelmesini isteyen uzman profesörlere destek vermiyor. Bende bu durum üzerine bu bilgileri toplumla paylaşmaya karar verdim. Bu kapsamda yazılar yazıyorum. Sivil toplum örgütlerinde konferanslar veriyorum.

         Biz Avrupa birliğine girmek için yalvarırken, kurtuluşu ABD’nin kuyruğunu yakalamakta görürken oralarda santrallerin sorunlarının nasıl çözüldüğü, nasıl iyi işletildiği hususundaki bilgi ve tecrübelerden maalesef yararlanmak istemiyoruz.

         ELEKTRİK ÜRETİMİNDE KAMUNUN PAYINDA NEREDEN NEREYE GELDİK.

Kamu santrallerinin Türkiye üretimindeki payı 2000 yılında %59,19 iken, 2004 yılında %45,13’e gerilemiştir.

         Termik güç esas alındığında Kamu santrallerinin payı 2000 yılında %36,959 iken 2004 yılında %18,14’e gerilemiştir.

         KAMU SANTRALLERİNİN KURULU GÜCÜ NE KADAR

         TEİAŞ’ın hazırladığı 2001 yılı işletme faaliyet raporu göz önüne alındığında Elektrik Üretim A.Ş. EÜAŞ’ta termik toplam kurulu güç 10.951.025 kwh.Yıllık üretim kapasitesi 70 400 GWH/yıl=70.400.000.000 kwh/Yıl Sayfa 123.Sayfa 128’de hidrolik kurulu güç:
         10.106.728 kwh.Yıllık üretim kapasitesi 35.237.GWh/yıl=35.237.000.000 kwh/yıl
         Burada dikkat edilecek olursa termik toplam kapasite, hidrolik toplam kapasiteden biraz fazla. Ama yıllık üretim kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda hidrolik kapasite termik kapasitenin yarısı kadar. İklim şartlarının kurak geçeceği de göz önünde bulundurularak yarı kapasite alınmış. Bu minimum bir durum.

         Yağışın iyi olduğu yıllarda daha fazla enerji elde edilmesi mümkün.

         2005 Yılında AFŞİN-ELBİSTAN B.Santrali de devreye girdiğinden termik kapasitede bir yükselme olmuştur.

         4x360 MW=1440MW bunu da 1400 MW olarak alırsak, 1 yılda elde edilmesi gereken enerji şöyle olur:

         1400(MW).6500/(h/yıl) .1000/1(kw/mw)
         =9.100.000.000(kwh/yıl)

         Buna göre termik toplam kapasite
         70.400.000.000(kwh/yıl)+9.100.000.000(kwh/yıl)
         =79.100.000.000(kwh/yıl)
         Demek ki Kamu santrallerinin toplam üretim kapasitesi termik hidrolik
         79.100.000.000(kwh/yıl)+35.237.000.000(kwh/yıl)
         =114.337.100.000(kwh/yıl)
         TOPLAMSAL PARASAL KAYIP

         (1997-1998-1999-2000) için: 20.000.000.000 ABD Doları

         2001-2002-2003-2004-2005 için

         5x2.812.623 204 milyar ABD Doları
         =14.063.116 Milyar ABD Dolar
TOPLAM
         34.063 Milyar ABD doları

         Bu rakam sadece Kurumun uğradığı parasal kayıp. Eğer Kamu santralleri bakımlı ve tam kapasite ile çalışmış olsaydı., elektrik birim fiyatları %50 ucuzlatılmış olsaydı 34.063 milyar ABD Doları Türkiye’nin ödemeler dengesinde katkı sağladığı gibi ihracatın artması iç piyasanın canlanması……….vs. gibi katma değerlerde hesaba katılırsa toplam katkı 60-70 milyar ABD Dolarını bulur.
         Saygılarımla.
                                                                                     Ahmet YALVAÇ

                                                                                     Makine Yük. Müh.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder