ENERJİ SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Mak. Yük. Müh. AHMET YALVAÇ
Türkiye
Elektrik Üretim Gen. Md.
Termik
Santrallar İşl. ve Bak. Dai. Başk. Lığı.
-
Türkiye’de enerji sorunu nasıl ortaya çıktı ?
-
Enerji krizinin nedeni parasal mı ?
-
Enerji sorunun çözülmesi neden istenmiyor ?
-
Termik santrallardaki sorunlar ve çözüm önerileri
nelerdir ?
-
Termik santrallardaki enerji kayıplarının özel sektör
ve yurt dışından temin edilen enerjilerle mukayese edilmesi.
-
Uygulanan enerji politikalarının Türkiye’ye faturası.
-
Termik ve hidrolik santrallar Türkiye’de kendi mali
imkanlarımızla ve mevcut sanayi tesislerimizden yararlanarak, sanayi-üniversite
işbirliği ile yapılabilir mi?
ÖZET
Bu detaylara girmeden önce enerji sorunu ve
Türkiye’ye olan kötü etkilerini daha kolay anlamak açısından bir kaç hususa
başta değinmek istiyorum.
Türkiye’de elektrik enerjisindeki kriz durup
dururken birden ortaya çıkmadı. Bu sonuçta sadece bir hükümetin değil
hükümetlerin hatası vardır. Sorunların başlangıç tarihini 1985 olarak kabul
etmek mümkün. Bu makalede 1985’den bu yana yaşananlar ağılıklı olarak konu
edilmiştir.
Ekonominin çökmesinde yaşanan ENERJİ KRİZİ’nin payı
oldukça büyük, muhtemelen BANKALAR KRİZİ’nden sonra ikinci sırada Enerji
sorunun yanlış uygulamalardan kaynaklanan 4 yıllık faturası minimum 20 milyar
dolar. Yansımalarla beraber bu rakamın çok daha yukarılara çıkacağına
inanıyorum. Burada enerji krizinin ekonominin tahribatına yaptığı etkiye ışık
tutmak için, ödemeler dengesinin nasıl bozulduğuna, doların neden
frenlenemediğine sayısal bazı örnekler vereceğim ve yorumlarda bulunacağım.
BEYAZ ENERJİ operasyonu ile basın-yayına intikal
eden husus, enerji sorununun müteahhitlerle olan kısmı; yani rüşvet kısmı. Bu
miktarın birkaç trilyon mertebesinde olduğu söyleniyor. Bu, asıl sorunun yanında
devede kulak bile değil. Asıl sorun, üretilemeyen ya da üretilmek istenmeyen
enerjiden kaynaklanan açığı ekonomik olmayan yollardan kapatmaya çalışmak ve
bunun sonunda ekonomiye zarar vermek. Yukarıda da ifade ettiğim üzere bunun
faturası milyar dolarlarla ifade
edilmektedir. Birkaç milyar dolar için dünya Bankası
ve İMF ile yaşanan sorunları göz önünde bulundurursak yaklaşık 20 milyar
doların önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Çok önemli bir hususa daha detaylarına girmeden
burada değinmek istiyorum: Aslında enerji sorununun çözümünü kimse istemiyor.
Yaşadığım olaylardan sonra bu kanıya varmış bulunuyorum.
1998 yılından 2000 yılına kadar yoğun olarak termik
santrallarda ve bunları besleyen kömür ocaklarında araştırmalar yaptım,
sorunları ve çözümlerini tespit ettim. Sorunların çözümüne yönelik olarak,
konularında uzman yerli ve yabancı bilim adamları ve firmaların katılımı ile
gerçekleşen (4) seminer organize ettim. En son 18-19 Temmuz 2000 tarihinde de
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının organizatörlüğü ve benim
koordinatörlüğümde birde ENERJİ BRİFİNGİ gerçekleşti. Bu brifingte benimle
beraber İTÜ Maden Fakültesinden bazı hocalarla, Almanya’dan KRUPP Firması
konuşmacı olarak katıldı. Bu teknik toplantıya Enerji Bakanlığından üst düzey
yöneticilerle, TEAŞ ve TKİ Genel Müdürlüklerinden ve bunların taşra
teşkilatından üst düzey yöneticiler davet edilmişlerdi. Bu brifingin içeriğine,
Termik Santrallardaki sorunlar ve çözüm önerileri kısmında özet halinde
değinilecektir. Ama çok önemli bir diğer hususa şimdi değinmek istiyorum:
Kömür santrallarında proje değerinde kömür
verilememesi, kömürün harmanlanamaması, bant konveyör arızaları, yanma ve yakma
sorunları nedeniyle 1998 yılında üretilemeyen enerji, 11,350 milyar kwh. kadar.
Bu minimum kayıptı. Maksimum kayıp bunun iki katı kadardı. Bu kayıp enerjiyi,
alınacak önlemlerle ve iyibir işletmecilikle (6) ay gibi kısa bir zamanda
şebekeye kazandırabileceğimizi söyledim ve bu işe talip oldum. Ama geçen bir
yıldan fazla zaman içerisinde ne bana, ne de profesörlere işlerin düzeltilmesi
hususunda bir teklifte bulunulmadı.
Profesörlerle tespit ve önerilerimiz aynıydı. Bu
öneri ve tespitlerin aksini iddia eden herhangi bir yetkili de olmadı. Ama ne
var ki icraat konusunda herkes suskundu. Brifing sonrasında TEAŞ Gn. Md.lüğüne,
bilahare Enerji ve Tabii Kaynaklar Makamına, daha sonra Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu Başkanlığı’na, en sonunda da yeni Bakana ve Üst Yönetimi’ne
durumu intikal ettirdim. Fakat maalesef bugüne kadar bir gelişme olmadı. İşte
enerji sorununda geldiğimiz nokta bu. İşte bütün bu olumlu girişimlerin
karşılıksız kalmasından, destek görmemesinden, enerji sorununun çözülmek
istenmediği sonucuna varıyoruz.
ENERJİ SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ, aslında
AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralının kurulma aşamasından başlayan bir süreçle (25)
yıldan beri yaptığım bir mücadeledir. Bugün bu araştırma ve bilgi birikimini
sizlerle paylaşma fırsatını bulduğum için çok mutluyum.
Verdiğim ve vereceğim bilgilerle, mensubu olduğum
kuruma ifşa etmek ve zor durumda bırakmak değil, bilakis sorunun çözümünde
katkıda bulunmak istiyorum ve bu hususu bir görev olarak telakki ediyorum.
Böylece sizlerde enerji sorununun gerçek boyutunu, işin içinden yetişerek gelen
birisi tarafından öğrenme fırsatını bulmuş oluyorsunuz.
- TÜRKİYE’DE ENERJİ SORUNU NASIL ORTAYA ÇIKTI
Enerji
konusunda çöküşün başlangıç tarihini 1985 olarak kabul edebileceğimizi özet
kısmında söylemiştim. Bu tarihten itibaren Elektrik Kurumu (TEK) in başına ve
üst yönetimlere, kurum içerisinden yetişerek gelmeyen, elektrik ve elektrik
üretimiyle ilgisi olmayan kişiler atanmaya başlamış, ÖZELLEŞTİRME
çalışmalarıyla da çöküş hızlanmış ve bugün yaşanan enerji konusundaki
iflaslarla sonuçlanmıştır.
Geçen bu
süre içerisinde hep bölünme ve parçalanmalarla uğraşılmış, santralların daha
iyi nasıl işletilecekleri hususu hep ihmal edilmiş, enerji üretimi tali bir iş
gibi görülmeye başlanmıştır. Önce, Elektrik Kurumu (TEK), TEAŞ ve TEDAŞ diye
ikiye bölünmüş, bunlara bağlı olarak yeni birimler ve kadrolar oluşturulmuştur.
Şimdi ise TEAŞ Gn. Md. lüğü tekrar üç müstakil genel müdürlüğe bölünmüştür. Bu
bölünmeler parçalanmalar üretimi artırmadığı gibi sorunları çözmediği gibi TEAŞ
ve TEDAŞ Genel Müdürlüklerini iflasa sürüklemiştir. Bunu talep edilen hazine
yardımlarından anlamak ta mümkün.
Yapılan
yanlış işe bir örnek vermek istiyorum. Özelleştirmeden gelir temin etmek
maksadıyla belediyelerden geçen 350 adet dizel jeneratörle (37) adet küçük su
santralı 1993 yılında TEK yönetim Kurulunun kararıyla hurda demir fiyatına ya
da yok pahasına satılmıştır (1). Hurda demir fiyatına satılan bu enerji üretim
ünitelerinin toplam gücü nereden baksanız 600-700 mwh. eder.
Buradaki en
önemli husus, bu enerji üretim ünitelerinin hurda demir fiyatına satılacakları
yerde, bakımlarının yapılıp hazır bekletilmelerine karşı çıkılmasıdır. 1993
yılında heba edilen bu gücü, mobil santrallar adı altında yeniden özel sektöre
kurduruyor, enerji bedeli olarak milyonlarca dolar ödüyoruz. Enerji açığını
kapatmak için Bulgaristan’dan, Gürcistan’dan, İran’dan bile enerji alıyoruz.
- ENERJİ KRİZİNİN NEDENİ PARASAL MI ?
Eski ve
yeni enerji üst düzey yöneticilerinin beyanlarına bakarsanız krizin nedeni
parasal. Yeteri kadar para olmadığı için rehabilitasyonlar ve enerji projeleri
yapılamamış … vs. Örneğin enerji tasarrufu Sempozyumunda TEAŞ. Gen. Md.
Yardımcısı bu rakamı 4
olarak açıklıyor. Yeni
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Zeki Çakan, bu rakamı sanıyorum önce
1.200.000.000 Dolar olarak açıklamıştı. Sonradan 980.000.000 Dolar olduğunu
söyledi. Enerji krizinin nedenini yeterli para olmadığına bağlamak doğru değil.
Kendilerine yanlış bilgi verildiğini eski Bakan Sayın Cumhur ERSÜMER ve yeni
Bakan Sayın Zeki ÇAKAN’a yazılı olarak ilettim. (5), (7) ama hiç cevap
alamadım.

Rehabilitasyon
için olmasa bile, yeni enerji santralları yapabilmek için elbette paraya
ihtiyaç var, ama enerji krizinin asıl nedeni termik santralların iyi
işletilmediği, işletilmek istenmediği, hurda demir fiyatına satılan 350 adet
dizel jeneratörle, 37 adet küçük hidrolik santral ve gözardı edilen
diğerleridir (1). Küçük su santralları (HES) ler ve 350 adet dizel jeneratör
hususu, benim yaptığım geniş bir araştırma konusudur. Ve toplam (65) sayfalık
bir rapordur. Bu rapora maalesef o günden bu yana; 1993 den beri cevap
verebilen bir üst düzey yetkili çıkmamıştır. Herkes bu konudan kaçmıştır.
Eldeki
bilgilerden tespit ettiğime göre mevcut küçük (HES) lerin toplamı (129) adet,
Santrallar İşletme ve Bakım Dairesi eski başkanlarından sayın Elk. Müh. Doğu
OĞUZER’in ifadesine göre 158’dir.
Özelleştirmemin
ne şekilde yapılmasının gerektiği de aslında bu raporda mevcuttur. Ama maalesef
hiç dinleyen olmamış ve tersi yapılmıştır.
- TERMİK SANTRALLARDAKİ SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ NİÇİN
İSTENMİYOR ?
Eğer termik santrallar iyi işletilmiş olsa, o zaman bu
santralların fiatları yükselecek ve özelleştirme kapsamında yeni fiatlarla
satın almaya kimsenin gücü yetmeyecek. Santralları öyle kötü çalıştıracaksın
ki, Devlet bu işi başaramıyor, bedava da olsa bu işi özel sektöre vermekten
başka çare yok tezine zemin hazırlamak. Bu birinci husus. İkinci hususta şu:
Termik santralları öyle kötü işleteceksin ki Türkiye’de bir enerji açığı
meydana gelsin. Bir kömür santralının inşası ortalama (5) yıl sürdüğüne göre,
(2) yılda kurulup üretime geçebilen doğal gazlı santralların yerden mantar
çıkar gibi sayılarının artmalarına zemin hazırlayacaksın. İşte enerji krizinin
asıl nedeni bu.
Enerji
krizinin bir senaryo neticesinde meydana geldiğini, yetkililerin çözüm
önerilerine destek vermemelerinden anlıyoruz. Böyle bir senaryonun parasal
boyutunu, “Uygulanan Enerji Politikalarının Türkiye’ye Faturası” kısmındaki
hesaplamalarda daha iyi görmek mümkün.
- TERMİK SANTRALLARDAKİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
NELERDİR ?
Termik
santrallardaki sorunların yeterli parasal kaynak olmadığından kaynaklanmadığını
ilgili bölümde söylemiştim. Sorunlar daha ziyade kömür ocaklarının ve termik
santralların iyi işletilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu bölümde kömür
santralları ile, sıvı ve gaz yakıtlı termik santrallarda bu problemlerin neler
olduğuna biraz açıklık getirmeye çalışacağım, çözüm konusunda önerilerde
bulunacağım.
4.1. Termik
Santrallardaki Enerji Kayıpları
Kömür
santrallarında, proje değerinde kömür verilememesi, kömürün harmanlanamaması,
band-konveyör arızaları, yanma ve yakma problemleri nedeniyle üretilemeyen
enerji 1998 yılında 11.350 milyar kwh/yıl iken (3), bu rakam 2000 yılında
13.631.108.220 kwh/yıl a yükselmiştir (7)
Rakamlardan anlaşılacağı üzere işin gidişatında bir kötüleşme var.
Bu rakama,
doğal gaz ve sıvı yakıtla çalışan termik santrallarda benzer sebeplerden
kaynaklanan 5.975.663.234 kwh/yıl enerji kaybını da ilave edersek, toplam kayıp
19.606.871.454 kwh/yıl olur. Bu rakam Türkiye şartlarında çalışan (4) adet
AFŞİN-ELBİSTAN termik santralı demektir.
Bu
kayıpların özel sektörden ve yurtdışından alınan enerjilerle mukayesesine
paragraf 5’te ayrıca değineceğim.
4.2.
Kömürle İlgili Problemler
Kömür
ocaklarından santrallara gelen kömürlerin % 30 kadarı taş toprak. Tane iriliği
bakımından da oldukça büyük, öyle ki zaman zaman 2-3 metre uzunluğunda taş ve
kömür parçalarına rastlamak mümkün. Bu iri parçalar ve bilhassa taşlar, taş
ayıklama sistemine, bandlara ve değirmenlere zarar verdiği gibi, ufalanıncada
toprakla birlikte kazanda yanmayı bozmakta, kazanın sönmesine, hatta
patlamalara neden olmaktadır. Sonuçta gelen kömürün istenilen özellikte
olmaması sisteme zarar verdiği ve kazalara neden olduğu gibi, üretilen enerji
de beklenenden daha az olmaktadır.
Aslında
kömürdeki taş toprak işini biraz daha dikkatli ve titiz çalışmakla halletmek
mümkün. Ama bu işi ilave bazı tesislerle halletmek hem daha kolay, hem daha
garantilidir. Bunun için çok paraya da ihtiyaç yok. Kömürle ilgili diğer bir
problemde şu:
Proje
değerinde kömür elde edilebilmesi, ancak park sahasında değişik kalitelerde ve
yeterli miktarlarda kömürlerin bulundurulması ve bu kömürlerin belli oranlarda
park makinaları ile karıştırılıp harmanlanması ile mümkündür. Maalesef bu
hususa da riayet edilmemektedir.
Park
sahalarında ne değişik kalitelerde nede yeterli miktarda kömür var, ne de park
makinalarından harmanlama da nasıl yararlanılacağı tam bilinmiyor. Durum böyle
olunca da park sahasına gelen kömürler rasgele karıştırılıyor ve santrala
gönderiliyor.
Laboratuvar
tahlilleri de boş. Biz sadece kendimizi kandırıyoruz. Zira iş baştan doğru
yapılmıyor. Alınan numunelerin sonuçları gelinceye kadar yüzlerce, binlerce ton
kömür yanıp gidiyor.
Bu
işlerinde düzgün yapılamaması, yeterli para olmadığından değil, yeteri kadar
titiz ve planlı çalışmamak ve işi bilmemekle ilgili. Bu konularda da eğitim
çalışmalarına devam edilmelidir.
Eğer
kömürler daha band üzerinde park sahasına gelirken, işin gönderme yöntemiyle
kömür analizlerini anında yaparsak, değişik kalite ve özellikteki kömür
yığınları elde etmek ve bunları harmanlayarak proje değerinde kömür elde etmek,
hem daha kolay ve hem de daha garanti olur. bunun uygulaması Yunanistan da var.
Hızlı analiz cihazının tam gelişmişi 750.000 Amerikan Doları kadar. İşte
yabancı para bunun gibi aletleri almaya gerek.
Kömürü taş
ve toprağından da ayırarak bazı ilave tesislerde kurmak istersek, her santral
için 10-15 milyon ABD Doları yeterli. Bu tesislerin büyük bir kısmını (TL) ile
ve Türkiye’de yapmak mümkün. Şu anda elimizde 11 adet kömür santralı olduğuna
göre, böyle bir modifikasyon için 160-170 milyon ABD Doları yeterli.
4.3.
Yanmayla İlgili Problemler Nelerdir?
Eğer
santrallarımıza proje değerinde kömür temin edilebilse o zaman herhangi bir
verim azlığı söz konusu olmaz. Ama durum maalesef öyle değil. Kömürün kalorisi
ve elementel analizi sık sık değişiyor. O zaman her değişiklikte, kömürün
randımanlı bir şekilde yanabilmesi için gerekli teorik ve gerçek hava
miktarının hesaplanması lazim. Ama ben bu hesapların yapıldığını hiç görmedim.
Hava fanının sabit devirde döndürüldüğünü biliyorum.
Eğer
ihtiyaçtan fazla havayı kazana basarsanız o zamanda verim düşüyor. Aşağıdaki
grafikten de görüldüğü üzere bu maksimum noktayı hesapla bulmak lazım.
|
|

Şekil 1
Kazan verimi ile, kazana basılan hava arasındaki ilişki.
Eğer siz
ihtiyaçtan fazla havayı kazana basarsanız, o zaman kazanın ısısı düşer. Kazan
ısısı düşüncede yüksek sıcaklıkta oksitlenen ve kalorisi çok yüksek olan (CO)
gazını doğrudan bacadan dışarı atmış olursunuz. Baca gazı analizlerinde (CO)
emisyonu çıkıyorsa, bu fazla hava verildiğindendir. (CO)’nun oksitlenmeden
dışarı atılması hem bir enerji israfı, hem de zehirli bir gaz olduğundan çevre
bakımından çok tehlikelidir.
Baca gazı
analiz hesaplarını yapabilmek, bunları yorumlayabilmek iyi bir kazan
işletmecisi için şarttır. Bu hesapların herbiri genelde mastır ya da doktora
programlarıyla ilgilidir. İşe en azından ilgili seminerlere katılmanın ve
eğitim programlarının faydaları burada.
Bakıyorsunuz
kül analizlerine yüksek oranda yanmamış karbon. Demek ki o zaman siz yanmayı iyi yapamıyorsunuz
demektir. Kömürü enerji olarak düşünürsek bir kısmını da yine yakamadan cürufla
dışarı atıyoruz demektir.
Bu hususta
şunu söylemek istiyorum. Eğer biz yanma hesaplarını iyi bilirsek, proje
değerinde olmayan kömürden bile daha fazla enerji elde etmemiz mümkün.
4.4. Kazan
Boruları Neden Sık Sık Patlıyor ?
Kazan
boruları genelde orta ve yüksek alaşımlı çeliklerden yapılmışlardır ve sıcağa,
yüksek basınca dayanacak özelliktedir. Mühendislik okullarında verilen klasik
kaynak bilgileriyle bu alaşımlı boruların kaynağını yapmak mümkün değildir. Hem
kaynakçının hem de mühendisin özel bir eğitim alması gerekir. Maalesef
santrallarımızda bu konuya da gereken önem verilmiyor. Bu itibarla kaynak
eğitimine hem kaynakçı, hem de mühendis açısından devam etmek, hem de sürekli
hale getirmek lazım. Bu konu da sonuç olarak şunu söylemek istiyorum.
Eğer bir
kazan borusu usulüne uygun kaynatılırsa, değil bir hafta, değil bir revizyon
süresince, hatta yıllarca patlamadan görev yapabilir.
Bir kazan
burusunun patlamasıyla, kaynağının yapılması, hazırlık çalışmaları … vs. ile
kazanını tekrar devreye girmesi için geçen zaman yaklaşık bir haftadır. Eğer
siz kazan patladığında hızlı soğusun diye (2) günlük soğuma zamanını kısaltmak
için cebri fanları devreye sokarsanız, metalurjik olarak anormalliklere, seri
çatlak ve patlamalara neden olursunuz. Bu itibarla kaynak konusu son derece
önemlidir.
4.5.
Santralcılık Okulu
Almanya’da
ESSEN şehrinde santral firmalarının katkılarıyla çalışan bir SANTRALCILIK OKULU
mevcut. (18) Santrallarda çalışacak teknik personel, hem görev öncesinde hem de
görev süresince periyodik olarak ve sürekli bir şekilde eğitimden geçmektedir.
Örneğin bir (A) santralında görev yapacak olan bir müdür adayı, (A) santralı
ile ilgili nazari bilgileri aldıktan sonra önüne (A) santralının maketi
konuyor. Santralın karakteristikleri belli. Eğer müdür adayı, (A) santralını
devreye alırken ya da devreden çıkartırken herhangi bir işlem ya da girdi
hatası yaparsı sistem hemen sinyal veriyor. Bu eğitime iş öğrenilinceye kadar
devam ediliyor.
Biz işlerin
iyi gitmediğinden hep şikayet edip duruyoruz, ama böyle bir santralcılık okulu
maalesef Türkiye’de yok. Santral işletmeleri özel sektöre devredilse bile,
böyle bir okulun kurulmasına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı öncülük
etmelidir.
4.6. Kazan
Revizyon Hizmetleri
Enerji
kayıplarının yüksek olmasında, revizyon hizmetlerinin usulüne ya da
standartalara uygun yapılmadığının etkisi oldukça büyük. Bu itibarla revizyon
hizmetlerinin yürütülmesi yeni bir organizasyonla yapılmalıdır. Bu konuya
açıklık getirmek bakımından Almanya’dan bir örnek vermek istiyorum.
4.7.
Almanya’da Revizyon Hizmetleri Nasıl Yürütülüyor ?
1987 de
Almanya’ya gittiğimde STEAG Firması beni ESSEN’e yaklaşık bir saatlik mesafede
bulunan FÖRDE SANTRALI’na götürdü. Santral 3 000 MW’lik bir kömür santralı idi
ve revizyon halindeydi. Kazan firması gelmiş, kazanı revizyon ediyordu,
değirmen firması gelmiş değirmeni revizyon ediyordu… vs. Bu bakım firmaları
STEAG’ın değildi. Sonuçta bana kumanda odasında çalışan 3-4 kişiyi gösterdiler;
santralı bunlar idare ediyor, istediğimiz bilgileri bilgisayardan alıyoruz
dediler. Aslında ben böyle bir yapılanmayı, daha 1993 de yazdığım raporda teklif
etmiştim. Ama dinleyen olmadı(1). Aslanda Türkiye’de santral alan ya da alacak
olan firmalarında böyle bir organizasyona gitmelerinde şimdiden fayda vardır.
Yeni adıyla
Türkiye Elektrik Üretim Gn. Md. lüğü ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
böyle bir organizasyonun kurulmasında da öncülük etmelidir. Termik santral
revizyonları uzman firmalar tarafından yapıldığından herhangi bir zamanda
santralın arızalanıp devre dışı kalma ihtimali son derece azdır. Aksi durumda
revizyon yapan firmalar yüklü tazminat ödemek zorunda kalacaklarından mecburen
işe eğilmek durumundadırlar.
Revizyon
firmalarının Türkiye’de de kurulması, enerji sanayiinin Türkiye’de de kurulup
gelişmesine öncülük edecektir.
4.7.1. İlk
Adım
Böyle bir
revizyon ekibini başlangıç olarak termik santrallardan, merkez teşkilatından,
kısmen de geçici kadro ile hizmet alımı şeklinde dışardan alınacak elemanlarla
da oluşturmak mümkün. Belli bir hazırlık aşamasından sonra ekip ağırlıklı
olarak işin içine girer.
Başlangıç
olarak bir kaynak ekibi kurulabilir. Arıza durumunda, sorun nerede ise bu acil
durum ekibi işe müdahale eder. Zaman içerisinde, yukarda izah ettiğim gibi
hizmet alanları genişletilir.
18-19
Temmuz 2000 tarihindeki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında tertiplemiş
olduğum brifingte de bütün bunları izah ettim ve acil ekibe de talip oldum. Ne
var ki bütün zorlamalarımıza rağmen hiç bir yetkiliden bir ses çıkmadı.
5.TERMİK
SANTRALLARDAKİ ENERJİ KAYIPLARININ, ÖZEL
SEKTÖR VE YURT DIŞINDAN TEMİN EDİLEN ENERJİ
İLE
MUKAYESE EDİLMESİ
Alınması
gerekli tedbirler alınmadığı ve termik santrallar iyi işletilmediği için
meydana gelen enerji kayıplarının 19.606.871.454 [kwh/yıl] olduğunu söylemiştik
(4.1). Şimdi burada bu miktarı özel sektör ve dışardan temin edilen enerji ile
mukayese edeceğiz.
Burada
mukayese için vereceğim rakamlar Milli Yük Tevzi’nin 5.4.2001 tarihli
raporundan alınmıştır. Burada, enerji üreten birimlerin enterkonekteye bir
günlük katkıları nazarı itibara alınmıştır.
Önce termik
santrallardaki kayıp enerjinin ortalama bir güne tekabül eden miktarını
bulalım.





|
1183
Nahçivan’a verilen enerji

![]() |
14
097 

![]() |



|
45
632
Otoprodüktör Santrallar

47
315 



SONUÇLAR:
1-
Eğer biz termik santralları iyi işletebilirsek
Bulgaristan’dan, İran’dan ve Gürcistan’dan enerji almaya ihtiyacımız
kalmayacak.
2-
Eğer biz termik santralları iyi işletebilsek, mobil
santrallardan ve otoprodüktör santrallarından satın aldığımız enerjiden daha
fazla enerji üretebileceğiz.
3-
İyi bir işletmecilikle kazanabileceğimiz enerji, tek
başına 3096 Şirket Santrallarından satın aldığımız enerji den daha fazladır.
4-
Termik santrallar iyi işletilerek enerjinin
artırılması halinde en azından bundan sonraki doğalgaz santrallarına pek
ihtiyacımız olmayacak. Bu ise ülke ekonomisi açısından çok büyük bir döviz
tasarrufu demektir.
6.
UYGULANAN ENERJİ POLİTİKALARININ TÜRKİYE’YE
FATURASI
Paragraf
(5) te termik santrallardaki enerji kayıplarının çeşitli kaynaklardan temin
edilen enerji ile mukayesesini verdik. Üretilemeyen enerji bir defa parasal
yönden Elektrik Kurumu açısından çok büyük bir kayıp. İkincisi özel sektörden
ve yurt dışından temin edilen enerjiye Dolar bazında ücret ödeniyor. Üçüncüsü
özel sektör santrallarının çoğu doğalgaz ile çalıştığından hem yakıt parası,
hem de tesis bedeli olarak milyarlarca Dolar para dışarı gitmektedir. Bu ise
ödemeler dengesini bozduğu gibi, dövizin yükselişine de neden olmaktadır. Bu
bölümde bu hususlara sayısal örnekler vermeye çalışacağım.
6.1.
Üretilmeyen Enerjiden Dolayı Elektrik Kurumu’nun Zararı
Örneğin
işletme hakkını devrettiği ÇAYIRHAN Termik Santralından satın aldığı enerji ye
ödediği birim fiat esas alındığında (16):
19.606.871.454
7,015
. 
@ 1.375.422.032 





Yukarıdaki
rakam sadece üretilemeyen enerjiden dolayı meydana gelen kayıptır.
6.2. 2000
Yılı Elektrik Enerji İhtiyacının Karşılanmasında Kuruluşların
Katkısı (13)
KURULUŞLAR
|
Üretim
Milyon
kwh
|
KATKI
(%)
|
KATKI
(%)
|
TEAŞ
|
73.941,8
|
57,45
|
59,19
|
ÇEAŞ
|
1.589,6
|
1,23
|
1,27
|
KEPEZ
|
313,3
|
0,24
|
0,25
|
ÜRETİM
ŞİRKETLERİ
|
12.038,6
|
9,35
|
9,64
|
OTOPRODÜKTÖRLER
|
15.961,9
|
12,40
|
12,78
|
TEAŞ’A
BAĞLI ORTAKLIK SANTRALLARI
|
19.292,2
|
14,99
|
15,44
|
MOBİL
SANTRALLAR
|
643,5
|
0,50
|
0,52
|
İŞLETME
HAKKI DEVİR SANTRALLAR
|
1.140,6
|
0,89
|
0,91
|
TÜRKİYE
ÜRETİM TOPLAMI
|
124.921,7
|
97,05
|
100,00
|
BULGARİSTAN
|
3.296,9
|
2,56
|
|
GÜRCİSTAN
|
204,6
|
0,16
|
|
İRAN
|
289,7
|
0,23
|
|
DIŞ ALIM
TOPLAMI
|
3.791,3
|
2,95
|
|
TOPLAM
TÜKETİME SUNULAN
|
128.712,9
|
100,00
|
|
AZERBAYCAN
(NAHÇİVAN)
|
437,3
|
||
DIŞ SATIM
TOPLAMI
|
437,3
|
||
TÜRKİYE
TÜKETİM TOPLAMI
|
128.275,6
|
Tablo 1
Yukarıda görüldüğü gibi TEAŞ 2000 yılında, ülke santrallarında üretilen
enerjinin % 59,2 sini sağlamıştır.
6.3. 2000
Yılında Tüketilen Enerjinin Kaynaklara Göre Dağılım (13)
2000
yılında tüketime sunulan 128.712,9 Milyon kwh’lık üretimin;
-
93.934,2 Milyon kwh (% 73,0)’lık bölümü Termik
kaynaklardan
-
33,4 Milyon KWh Rüzgar kaynağından
-
75,5 Milyon kWh (% 0,1)’lik Jeotermal kaynağından
-
30.878,5 Milyon kWh (% 24,0)’lık bölümü Hidrolik
kaynaklardan
-
3.791,3 Milyon kWh (% 2,9)’lık bölümü yapılan
ithalatla sağlanmıştır.
BİRİNCİ
KAYNAKLAR
|
ÜRETİM
Milyon
kWh
|
TÜRKİYE
TÜK.SUN.
KATKI (%)
|
TÜRKİYE
ÜR.
KATKI (%)
|
|
T
E
R
M
İ
K
|
FUEL-OİL
|
7.459,1
|
5,8
|
6,0
|
MOTORİN
|
980,6
|
0,8
|
0,8
|
|
TAŞKÖMÜRÜ
|
3.175,9
|
2,5
|
2,5
|
|
İTHAL
KÖMÜR
|
643,1
|
0,5
|
0,5
|
|
LİNYİT
|
34.367,4
|
26,7
|
27,5
|
|
DOĞAL GAZ
|
46.216,9
|
35,9
|
37,0
|
|
LPG
|
324,0
|
0,3
|
0,3
|
|
NAFTA
|
547,1
|
0,4
|
0,4
|
|
YENİLENEBİLİR+ATIK+DİĞERLERİ
|
220,2
|
0,2
|
0,2
|
|
TOPLAM
|
93.934,2
|
73,0
|
75,2
|
|
RÜZGAR
|
33,4
|
0,0
|
0,0
|
|
JEOTERMAL
|
75,5
|
0,1
|
0,1
|
|
BARAJLI
|
28.788,9
|
22,4
|
23,0
|
|
DOĞAL GÖL
VE AKARSU
|
2.089,7
|
1,6
|
1,7
|
|
HİDROLİK
TOPLAM
|
30.878,5
|
24,0
|
24,7
|
|
TÜRKİYE
ÜRETİM TOPLAMI
|
124.921,7
|
97,1
|
100,0
|
|
DIŞ ALIM
|
3.791,3
|
2,9
|
||
TOPLAM
TÜKETİM SUNULAN
|
128.712,9
|
100,0
|
||
DIŞ SATIM
|
437,3
|
0,3
|
||
TÜRKİYE
TÜKETİM TOPLAMI
|
128.275,6
|
99,7
|
Tablo 2
6.4.
Elektrik Enerjisi Alım Tarifeleri (16)
Buradaki
amaç, 2000 yılında sektör bazında enerji bedeli olarak ödenen meblağın ve yurt
dışına çıkan dövizin hesaplanmasına ışık tutmaktır.
Burada
vereceğim rakamlarda TEAŞ Gn. Md. Yük. Dağıtım Daire Başkanlığının Nisan 2001
den geçerli olan elektrik alım tarifeleri kullanılmıştır. 2001 yılı henüz
tamamlanmadığından arzedilecek elektrik miktarının tamamını bilemiyoruz. Ama
2001 Nisan tarifelerinden yararlanarak 2000 yılındaki enerji faturaları
hakkında birşeyler söylemek mümkün.
Her santral
için yapılan anlaşmalar birbirinden farklı olabildiğinden enerji alım fiatları
da birbirinden farklı olabilmektedir. Bu itibarla elektrik enerjisi birim alım
fiatları, detay bilgiler olmadığı zaman, mevcut bilgilerden yararlanarak
ortalama değerler kullanılacaktır. Zira buradaki amaç, uygulanan yanlış enerji
politikalarının faturasını yaklaşık olarak ortaya koyabilmek. Diğer bir hususta
bu sempozyumda bize ayrılan yer listelerin tamamını yayınlamaya yetmez. Ama
vakit olursa bu listelerden gösterime sunmaya çalışacağım.
-
Yap İşlet Devret Termik Santralları için ortalama
birim fiatı (işletilen 4. Santral için
-
@ 10.0094 

-
Yap işlet devret hidrolik santrallar için (halen
işletmedeki üç santral için:
-
@ 9,6963 

-
Mobil Santralları için (işletmedeki 8. Santral için): 

-
İşletme hakkı devredilen ÇAYIRHAN Termik Santralı için
:
-
@ 7,0150 

-
Otoprodüktör Santralları için Ortalama Birim Fiat
Buradaki
birim fiatı 2000 yılında bazı özel firmalara ödenen enerji bedellerinden
yararlanarak hesaplıyabiliyoruz (17). Burada 2000 yılı sonundaki Dolar kuru
680.000 TL olarak esas alınmıştır.

-
ÇEAŞ VE KEPEZ Tarifeleri (18)
Burada
TEDAŞ Gn. Md. 2000 yılı verilerinden yararlanılmıştır. Değerler yıllık
ortalamadır.

6.5. Enerji
Alım Bedellerine Örnekler
Burada TEAŞ
dış kaynaklardan temin edilen enerji bedelleri hesaplanacaktır. Enerji birim
fiatı olarak yukarda hesaplamış olduğumuz ortalama değerler esas alınmıştır.
Amacımız
paragraf 6.3’deki rakamlar çerçevesinde 2000 yılında TEAŞ dışındaki kuruluşlara
giden paralar hakkında birşeyler söyleyebilmek.
6.5.1. ÇEAŞ
VE KEPEZ için ödemeler
(1.589.600.000
kwh + 313.300.000 kwh).3,7 



= 70.407.300. [USA$]
|
6.5.2.
Üretim Şirketleri (Yap İşlet Devret) için ödemeler
-
YİD Termik için 10,0094 

-
- YİD HES için 9,6963 

-
- Ortalama 9,85285 

-
12.038.600.000
. 9,85285
.



= 1.186.145.200
[USA $ ]
|
6.5.3.Otoprodüktör
Santrallar İçin Ödemeler
15.961.900.000
. 4,4164 


6.5.4.Mobil
Santrallar İçin Ödemeler
643.500.000
. 14,684 95 


6.5.5.İşletme
Hakkı Devredenler için
- Çayırhan
Termik Santralı (Park Teknik (13 Sayfa 15)
912.030.430
. 7.0150 


-
Bilgin (Hazar II)
67.250.425
. 4.08 


Enerji
birim fiat uygulamasında fiili değerler alınmıştır. (16)
6.5.6.
Bulgaristan’dan Alınan Enerji Bedeli
3.296.900.000
.3,5 


6.5.7.
Gürcistan’dan Alınan Enerji Bedeli
204.500.000
.3,5 


6.5.8.
İran’dan Alınan Enerji Bedeli
289.700.000
.3,5 


Not: Yurt
dışından alınan enerjinin gerçek bedelini öğrenmek, yetkililerin devletler
arası anlaşması gerekçesiyle maalesef mümkün olmadığından, burada da yaklaşık
değerler kullanılmıştır. Bulgaristan termik, İran ve Gürcistan’ın da mobil ya
da doğalgaz ağırlıklı olduğuna inanıyorum.
6.5.8.1.
Yurt dışından Alınan Enerjinin Toplam Bedeli
13.692.000
USA $
|
6.6. TEAŞ
Dışında Alınan Enerjilere Ödenen Paraların Toplamı 2000 Yılı İçin
2.254.917.355
USA $
|
6.7
Üretilemeyen Enerjinin TEAŞ Dışından Alınanlarla Parasal
Mukayesesi
TEAŞ ta
üretilemeyen enerjinin parasal değeri = 1.401.891.309 USA $ idi. Paragraf
(6.1).
TEAŞ
dışında temin edilen enerjilere ödenen para = 962.660.045,2 USA $ idi. Paragraf
(6.6).
Oran: 

6.8. TEAŞ
Dışı Enerji Kaynaklarının Tesis Bedelleri
TEAŞ
Santrallarının iyi çalıştırılmaması, bunu müteakiben enerji açığının meydana
gelmesi ve sonunda yerden mantar çıkar gibi sayıları hergün artan özel
santrallar, nihayet tesis bedeli olarak dışarı akan milyarlarca dolar ! Bu
santralların hepsi peşin para ile ya da kredi ile yapıldığına göre, ilerdeki
yıllarda da dövizler tastilerle yurtdışına akmaya devam edecektir. İster
doğalgaz alımları dolayısıyle olsun, ister tesis bedelleriyle olsun özel
santralların ekonominin çöküşünde rolü oldukça büyüktür. Ulaşabildiğim
rakamlarla bu tahribatın boyutunu ortaya koymaya çalışacağım.
6.8.1.
Otoprodüktör Santrallarının Tesis Bedelleri
Bu
santralların çoğu doğal gazla çalışan termik santrallardır. Santral bazında
tesis bedellerine ulaşmamız mümkün olmadığından, bunları ortalama birim
fiatlarından yararlanarak hesaplamaya çalışacağız. (20).
6.8.1.1.
Termik Santrallar İçin Birim Tesis Bedeli
Buradaki
ortalama değer (4) adet termik santralın toplam tesis bedeli ile, toplam
gücünden yararlanılarak hesaplanmıştır.

6.8.1.2.
Hidrolik Santrallar İçin Ortalama Birim Tesis Bedeli
Yine buradaki
ortalama değeride (3) adet (HES) in toplam tesis bedeli ile, toplam güçlerinden
yararlanılarak hesaplamaya çalışacağız.

6.8.1.3.
Termik + Hidrolik Otoprodüktör Ortalama Tesis Bedeli

6.8.1.4.
Otoprodüktör Santralların Ortalama Toplam Tesis Bedelleri
Mevcut
belgeye göre 5.4.2001 tarihi itibariyle toplam otoprodüktör sayısı = 117,
Otorodüktörlerin
toplam gücü :

Toplam
tesis bedeli:

6.8.2.1.
Yap İşlet Devret Termik (YID-TER)
1.209.407,304
[USA$/MW].3250,6 [MW] @
3.931.299.383 USA$
6.8.2.2.
Yap İşlet Devret Hidrolik Santrallar (YİD HES) (16).
923.476.957
USA$ + 1.329.278.000 [DM].729.802

Not: (YİD
HES) ler de sadece BİRECİK Barajı tesi bedeli Alman Markı cinsinden
verildiğinden yukarda da görüldüğü üzere USA $ ya çevrilmiştir. Kur değeri
olarak 30.10.2001 tarihindeki Merkez Bankası efektif satış değerleri ölçü
olarak alınmıştır.
6.8.3. Yap
İşlet Devret Rüzgar Santralı (YİD RES) Tesis Bedeli (16)
402.989.735
USA $
|
6.8.4.
Mobil Santrallar Tesis Bedeli
1.656.130.941
USA $
|
6.8.5. TEAŞ
Dışı Santralların Tesis bedelleri Toplamı
9.001.421.920.
USA $
|
6.9. TEAŞ,
TEDAŞ’a Elektrik Enerjisinin Kaç’tan Satıyor ?
TEAŞ’ın hem
kendisinin ürettiği enerji var, hem de başkalarından alıp TEDAŞ’a verdiği
enerjiler var. Enerji satış bedellerini hesaplarken, hidrolik olsun, termik
olsun, rüzgar olsun, mobil olsun, yap işlet devret olsun ... vs. vs. alış ya da
maliyetlerin üzerine bir miktarda işletme kari koyup satması gerekir. Biz
burada yapacağımız tahlillerle bu hususa uyulup uyulmadığını anlamaya
çalışacağız. Bu birinci husus. Diğer bir hususta özelleştirme çalışmaları
enerji maliyetlerini düşürdümü, yoksa daha da yükselmesine mi neden oldu, bunu
anlamak.
6.9.1. TEAŞ
Dışından Enerji Alımları İçin Ortalam Birim Fiat Nedir ?
Daha önce
TEAŞ dışı enerjileri bulmuştuk. Şimdi bunlardan yararlanacağız.

Burada
paragraf (6.2) deki tabloyu gözönünde bulunduruyoruz ve paragraf (6.6) dan
yararlanıyoruz.

6.9.2.
TEAŞ’ın Kendi Ürettiği Elektriğin Birim Fiatı Ne Kadar ?
TEAŞ’ın
TEDAŞ’a elektriği yaklaşık 4
ten sattığı ifade
ediliyor. Bu veriden de yararlanarak TEAŞ’ın kendi ürettiği elektriği kaçtan
saydığı bulunabilir.







6,35428 

Buradan da anlaşıldığı üzere TEAŞ dışı enerji alımlarının
fiatı, TEAŞ’ın ürettiği enerji maliyetinden çok yüksek; yaklaşık 3,86 kat daha
fazla. Üstelik bu hesaplamada TEAŞ’ın herhangi bir kari da yoktur. Örneğin % 8
kar payı ilave edilmiş olsaydı o zaman TEAŞ dışı enerji birim fiatı:
6,35428
Bu durum da

TEAŞ’ın
ürettiği elektriğin birim Fiatı=1,13738
olurdu.

Buradan da
anlaşılacağı üzere enerji kullanım fiatlarının yükselmemesi için TEAŞ,
başkalarından aldığı enerjiye işletme katı uygulamamış. Diğer bir önemli
hususta TEAŞ’ın kendi ürettiği enerjinin birim fiatının diğerinin yanında çok
küçük kalması.
TEAŞ dışı
enerji birim maliyetlerinin, TEAŞ’ın kinden minimum 3,86 kat fazla olması,
özelleşmenin gerekçelerine ters düştüğü gibi, yüksek maliyet nedeniyle birçok
alanda da sorun yaratıyor.
Ben burada
özellikle TEAŞ enerjisinin neden bu kadar ucuz olduğu hakkında birşeyler
söylemek istiyorum. Yaptığım araştırmalarda bazı önemli girdilerin enerji
bedellerine yansıtılmadığını öğrenmiş bulunuyorum.
Örneğin
büyük güçteki hidrolik santrallar halen TEAŞ’ın elinde. Ama bunlar hazinenin
parasıyla ve DSİ tarafından yapılmış. Fakat bunların devirleri henüz TEAŞ’a
yapılmamış. Devri henüz yapılmamış olanların sayısı ile bunların tesis
bedelleri hakkında şimdilik bir şey söyleyebilecek durumda değilim. Dolayısıyla
tesis bedellerinin TEAŞ tarafından enerji birim fiatlarına yansıtılmadığı
sonucu ortaya çıkıyor.
Hidrolik
santralların kuruluş maliyetleri çok yüksek ama santral kendini amorti ettikten
sonra işletme maliyeti mukayese edilemeyecek kadar aşağılara düşüyor. Bu
itibarla tesis bedellerini enerji satış fiatlarına yansıtmamak, hazinenin
parasını birilerinin cebine transfer etmek anlamındadır. Umarım bu yanlışlık
kısa zamanda telafi edilir.
6.10.
Gelişmiş Ülkeler Enerji Üretiminde Neden Doğalgaz Santralları’na
Yönelmiyorlar ?
A.B.D. bir
doğalgaz üreticisi. Ama doğalgazın elektrik enerjisi üretimindeki payı ancak %
10 kadar. Diğer gelişmiş ülkelerde de oran bundan pek farklı değil. Ama 2000
yılı verilerine göre bu oran Türkiye’de % 37 Yeni devreye giren ve girecek olan
doğalgaz santrallarıyla bu oran dahada yükselecek. Doğalgaz kıymetli bir
kimyasal hammadde ve temiz bir yakıt. Ama pahalı. Doğalgaz, ısıtmada kullanıldığı
zaman enerjisinin tamamından yararlanıldığı halde, enerji üretiminde
kullanıldığı zaman en iyi durumda enerjisinin % 40-45’i soğutma yoluyla havaya
atılmaktadır. Bu itibarla elektrik üretiminde kullanılması ekonomik değildir.
Tüm bunların ötesinde doğalgazı yurt dışından temin ettiğimiz için Türkiye için
bir döviz kaybıdır. Bu itibarla ekonomik krizde doğalgaza ve doğalgaz
santrallarına ödenen dövizlerin önemli bir payı var.
6.11.
Özelleştirmede Gözardı Edilen Önemli Kalemler Var mı ?
Eneri
santrallarımızın çoğu yabancı kredi ile yapılmışlardır. Yetkililerle yaptığım
görüşmelerde bugüne kadar işletme hakkı
devredilen santrallarda, bu santrallara ait hazine borçları devir bedellerine
dahil edilmemiştir. Örneğin ÇAYIRHAN Termik Santralıın İşletmesi PARK TEKNİK’e
geçmiştir. Bu devirle PARK TEKNİK’e geçen Kömür İşletmesinin borcu hazine
borcunda olduğu gibi TEAŞ’ın sırtında kalmıştır. Böyle bir alışveriş olurmu ?
6.12
TEAŞ’ın Zararları
TEAŞ’ın
bazı zararlarının hazine tarafından karşılanması için Meclis’e talepte
bulunulduğunu biliyoruz. Devletin enerji yatırımları da durduğuna göre, acaba
bu yardıma neden ihtiyaç duyuluyor ? Elimde TEAŞ’ın bilançosu mevcut
olmadığından kesin bir şey söyleyemiyorum, ama yanlış yapıldığına inandığım
bazı hususlar var:
Özel şirketlerle
yapılan anlaşmalar da enerji alım garantisi var. Sonra doğalgaz temin
edilmediği için birim enerji başına düşen tesis bedeli bindirme miktarını
ödemek zorunda olduğunu yetkililerin kendileri söylüyor. Bütün bunlar işi zora
sokan, parasal dengeyi bozan unsurlar. Ama elimizde bilanço olmadığı için
bunların toplamı hakkında da bir şeyler söyleyemiyoruz.
6.13.Uygulanan
Enerji Politikalarının Ekonomik Krizdeki Parasal
Karşılığı
Buraya
kadar, enerji krizinin kendi santrallarımızı iyi işletemediğimizden işletmek
istemediğimizden kaynaklandığını vurgulamaya çalıştım. Bu itibarla TEAŞ
dışından yüksek fiatla satın alınan enerjilere ve özel santralların tesis
bedellerine ödenen meblağın büyük bir kısmını yola atılmış para gibi
düşünebiliriz. Hesaplar döviz bazında yapıldığından, bu husus büyük miktarda
döviz çıkışına neden olmuştur. Burada, yapılan yanlış işlerin parasal toplamını
ortaya koymaya çalışacağız.
-
2.254.917.355 USA $
- TEAŞ dışı enerji santrallarının tesis bedeli:
Paragraf 6.8.5’e göre
|
@
idi.
- Üretilmeyen enerjiden dolayı TEAŞ’ın2000
yılındaki kaybı: Paragraf 6.1’e göre
|
@
idi.
- 1992 yılında TEK Yönetim kurulu’nun kararıyla yok
pahasına ya da hurda demir fiatına satılan enerji ünitelerinin tesis
bedelleri:
a)
350 adet dizel jeneratör için ortalama tesis bedeli:
|
@
Paragraf 6.8.4 e göre.
Burada
sökülüp atılan dizel jeneratörlerin tesis bedellerinin, 1997 den itibaren özel
sektör tarafından mobil santrallar adı altında kurulan enerji ünitelerinin tesis
bedellerine eşit olduğunu kabul ediyoruz.
b)
37 Adet hidrolik santral için
Bu
37 adet hidrolik santralın toplam gücünü 6 MW olarak alabiliriz. Buna göre :
6[MW].952
229 

Burada
paragraf 6.8.1.2 deki otoprodüktör hidrolik santral ortalamasından
yararlanılmıştır.
NOT: TEAŞ
dışı enerji alımlarının 1999 dan itibaren yoğunlaştığını kabul edersek ki bu
tarihten itibaren doğalgaz santrallarının, otoprodüktör santrallarının ve mobil
santralların sayısında büyük artışlar var, (a) daki sonucu (3) ile çarpacağız,
TEAŞ santrallarındaki enerji kayıplarını 1998 den itibaren nazari itibara alıp
(c) deki rakamı (4) ile çarpacağız. Böylece yaklaşık (4) yıl öncesinden
başlayan enerji krizinin parasal boyutuna ışık tutmuş olacağız.
6.14.
Yaklaşık Dört Yıl Öncesinden Başlayan Enerji Krizinin Parasal
Karşılığı Paragraf 6.13 (a, b, c,
d) ye göre:

@
19.299.367.420 USA$
|
olur. Bu
rakama1997 ve 1998 yıllarında TEAŞ dışı enerji alımlarına ödenen 413.015.489
USA$ da ilave edersek;
|
Toplam:
olur.
Aslında
TEAŞ’ın enerji kayıplarını yönetimdeki çöküşün hızlandığı 1990 dan itibaren
hesaplamak lazım. O zaman bilinçsizliğin ya da ihmalin parasal karşılığı
astronomik rakamlara çıkar.
Enerji
krizinin sonucunu sadece TEAŞ’ın parasal kaybı olarak düşünmekte doğru değil.
Enerjideki sorunun, yapılan yanlış işlerin normal yaşamımıza, sanayiye,
ekonomiye her şeye etkisi var. Ve bugünkü ekonomik krizde, enerjide yaşanan
sorunların çok büyük etkisi olduğunu tekrarlayarak bu konudaki sözlerimi
bitiriyorum.
7. TERMİK
VE HİDROLİK SANTRALLAR TÜRKİYE’DE KENDİ
MALİ İMKANLARIMIZLA, KENDİ SANAYİİMİZLE VE
ÜNİVERSİTELER İŞBİRLİĞİ İLE YAPILABİLİR Mİ?
Makale
uzadığı için, bu konuyu çok kısa geçeceğim. Vakit kalırsa detaylara biraz
değinirim. Aslında sadece bu konu için bile bir sempozyum düzenlenebilir.
Enerji
santrallarına baktığımız zaman, bunların tamamına yakın bir kısmının yabancı
kredi ile, kimini Macar, kimini Rus, kimini Polonya’nın kimini Almanya vs. nin
kurduğunu görüyoruz. Enerji fiatlarının yüksek olmasında bu hususların rolü
oldukça büyük Almanya da enerji maliyetleri 2,5-3 cent, gelişmiş Avrupa
Ülkelerinde bu maliyet 3-3,5 cent. Bu itibarla yüksek enerji fiatlarıyla Türk
Firmalarının dünya pazarlarında yabancılarla rekabet edebilme şansı son derece az. Enerji birim fiatlarının
aşağılara çekilebilmesi, ancak enerji santrallarının Türkiye’de kendi mali
imkanlarımızla, Türk sanayiisi ve
üniversiteler işbirliği ile yapılabilmesi halinde mümkündür. Bugün için bu
imkan mevcuttur. Bu konuda tek mesele, önce bu işe karar vermek, sonrasında
ilgili her şeyi bu istikamete göre yönlendirmek.
Sanayiinin
gelişmesi, işsizlik sorunun çözülmesi, ödemeler dengesinin kurulması için, enerji
santrallarını Türkiye’de kendi imkanlarımızla ve teknolojimizle yapmamız lazım.
Saygılarımla.
KAYNAKÇA
- 350 Adet dizel jeneratörle, (37) adet küçük hidrolik santral (HES)
in öldü fiatına; hurda demir fiatına satılması ve özelleştirme konuları.
Toplam 65 sayfa: TEK Gn. Md. Muhaberatı;
22/1/1993 tarih ve 01077 sayı ile.
- Kömür santrallarındaki band-konveyör arızalarının nedenleri ve
çözüm önerileri:
TEAŞ Gn. Md. Termik sant. İşletme ve Bakım
Dai. Bşk.lığı Muhaberatı;
14/5/1998 tarihli yazı. (7)
sayfa.
- Kömür santrallarındaki sorunlar ve 11.350 milyar kwh kayıp
enerjinin hikayesi:
TEAŞ Gn. Md. Termik Santrallar İşl. Ve Bakım
Dai. Başk.lığı muhaberatı;
12/2/1999 tarih ve 1095
sayılı yazı toplam 15 sayfa.
- TEAŞ Gn. Md. Lük muhaberatı;
- 22/11/2000 tarih ve 52.710 numaralı yazı.
Bu yazıda Termik Santrallar
İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığını Gn. Md.lük Makamı’na şikayet ediyor ve
soruşturma açılmasını talep ediyorum.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Makamına yazılan yazı
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Muhabetatı:
7.12.2000 Tarih ve 33 833
nolu yazı.
Bu yazıda TEAŞ Gn. Md.
Lüğünü şikayetle, termik santrallardaki sorunların çözülmesini istemediğini
özetliyor ve konuya Bakanlık Makamının müdahele etmesini taleb ediyorum.
- Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı’na yazılan yazı
Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulu Başkanlığı muhaberatı:
19.4.2001 Tarih ve 1594
sayılı yazı Toplam 64 sayfa.
Bu yazıda Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı’nın enerji sorunlarına duyarsız davranması şikayetle,
durumu Yüksek Denetleme Kurulu’nun müdahale etmesi talep ediliyor.
- Yeni Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Makamı’na yazılan yazı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Muhaberatı:
28.08.2001 tarih ve 21 070
numaralı yazı Toplam 25 sayfa.
Bu yazıda termik
santrallardaki sorunlarla çözüm önerileri özetleniyor ve bu sorunları (6) ayda
çözmek için görev talebinde bulunuluyor.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Zeki ÇAKAN adına ikinci bir
yazı gönderiliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Muhaberatı
14.09.2001 Tarih ve 22 259
sayılı yazı Toplam 9sayfa
Bu yazıda görüşme talebi
tekrarlanıyor. İçerik konusunda Sayın Bakan, Sayın Müsteşar ve ilgili Müsteşar
Yardımcıları ile detaylar konusunda müşterek bir toplantı öneriliyor.
- Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı’na yazılan ikinci
yazı.
Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulu Başkanlığı Muhaberatı:
19.09.2001 Tarih ve 3371
sayılı yazı. Toplam 1 sayfa.
- ENERJİ BRİFİNGİ VE DEĞERLENDİRMESİ Dosyası.
Bu dosya eski ve yeni enerji
üst düzey yöneticilerinde mevcut.
- TEAŞ Gn. Md. Termik Santrallar İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı
1998 yılı İŞLETME FAALİYET RAPORU
- TEAŞ Gn. Md. Termik Santrallar İşletme ve Bakım Dai. Bşk. 2000
yılı İŞLETME FAALİYETLERİ RAPORU
- TEAŞ Gn. Md. Yük. Dağıtım Daire Başkanlığı 2000 yılı İŞLETME
FAALİYETLERİ RAPORU
Nisan 2001 Genel Kd: 28/2
No: 460
- TEAŞ Gn. Md. Yük. Dağ. Dai. Başkanlığı günlük işletme faaliyet
raporu: 5.4.2001.
- TEAŞ Gn. Md. Yük. Dağ. Dai. Bşk.. Bazı Mobil Santrallar için 2000
yılı fiat tarifeleri
- TEAŞ Gn. Md. Yük. Dağ. Dai. Bşk. NİSAN 2001 de geçerli olan enerji
alım tarifeleri
- TEAŞ Gn. Md, Müşteri Hizmetleri Daire Bşk. 2000 yılında bazı
otoprodüktör santrallarına ödenen faturalar toplam (4) sayfa.
- Almanya’da ESSEN’DE SANTRALCILIK OKULU
EĞİTİM
DAİRESİ BAŞKANLIĞI
B.15.2.TEŞ.0.72.00.01./EĞT.APU 6.1/
Auf dem Seminar und Dr.
M. SAGHEER.
KRUPP
FÖRDERTECHNİK
Alllendorfer Strasse 120
D-45143 Essen/ DEUTSCHLAND
Mit diesem
unseren Brief, möchten wir İhrer
Geselschaft und bei İhrer Geselschaft nach Dr.M.SAGHEER unsere Danken
mitteilen. Weil Sie den Teil von den
Kohlen –Conveyoren und traglichen Banden von dem Gummi genommen haben.
Dieses
Seminar war den ein sehr wıchtigen Teil der Seminaren,die wir organizieren, um
die Proplemen bei den Kohlenkraftwerken zu lösen.
Dr.
M.SAGHEER hat uns sehr ausführliche und
nützlihe Gewissen gegeben,auf den Conveyor und traglichen Bandsystemen, den
Maschienen von dem Kohlenzerbrechen und Mischen bei dem Kraftwerk von SOMA und
auf den Kohlenherden in SOMA. Wir haben Dr. M. SAGHEER sehr genüts
Auch als
dann wünschen wir,dass diese auf richtige Neigung und technologische Zusammenarbeit dauert
Hochachtungsvoll von uns.
Alev Deniz KILIÇ
Ünal PEKER
Den Vorstand des
Erziehunsamt den
Assistent des Generaldirektors
Und dasMitglied des
Verwaltungskommission
27.3.2000 Dir. M. TANI
27.3.2000 Organisator
Masch. Dipl. İng. A. YALVAÇ
EĞİTİM
DAİRESİ BAŞKANLIĞI
KRUPP
FÖRDERTECHNİK
EĞİTİM
DAİRESİ BAŞKANLIĞI
B.15.2.TEŞ.0.72.00.01./EĞT.APU 6.1/
Auf dem Seminar und Dr.
M. SAGHEER.
KRUPP
FÖRDERTECHNİK
Alllendorfer Strasse 120
D-45143 Essen/ DEUTSCHLAND
Mit diesem
unseren Brief, möchten wir İhrer
Geselschaft und bei İhrer Geselschaft nach Dr.M.SAGHEER unsere Danken
mitteilen. Weil Sie den Teil von den
Kohlen –Conveyoren und traglichen Banden von dem Gummi genommen haben.
Dieses
Seminar war den ein sehr wıchtigen Teil der Seminaren,die wir organizieren, um
die Proplemen bei den Kohlenkraftwerken zu lösen.
Dr.
M.SAGHEER hat uns sehr ausführliche und
nützlihe Gewissen gegeben,auf den Conveyor und traglichen Bandsystemen, den
Maschienen von dem Kohlenzerbrechen und Mischen bei dem Kraftwerk von SOMA und
auf den Kohlenherden in SOMA. Wir haben Dr. M. SAGHEER sehr genüts
Auch als
dann wünschen wir,dass diese auf richtige Neigung und technologische Zusammenarbeit dauert
Hochachtungsvoll von uns.
Alev Deniz KILIÇ
Ünal PEKER
Den Vorstand des
Erziehunsamt den
Assistent des Generaldirektors
Und dasMitglied des
Verwaltungskommission
27.3.2000 Dir. M. TANI
27.3.2000 Organisator
Masch. Dipl. İng. A. YALVAÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder